top of page

Sahnenin büyüsü hem izleyen için hem performans gösteren için geçerlidir. Gerçekliğin sınırında, elle tutulur gözle görülür davetkar bir atmosferdir orada kurulan. Perde açıldığında sahne üzerindeki her şey ve herkes boyut kazanır, canlanır. Bu hayalin ve gerçeğin ötesindeki dönüşümdür büyüleyici olan. Ben de yaratım motivasyonumu her defasında o canlanma anını yaşamakta buluyorum. Katman katman boyanın canlanıp tablolarımı sahneye çevirmesiyle kendimin ötesine geçiyorum. Boyutların içinde kaybolmak, yaşamımın katmanları içinde çıktığım bir yolculuk oluyor. Izleyen için de öyle olmasını dilerim. Xavier de Maistre’in dediği gibi “Evet, beyler, hanımlar, size kendi beğeninizden, kendi sadık tasvirinizden daha kesin nasıl bir tablo, nasıl bir manzara sunabiliriz? Size sözünü ettiğim tablo bir aynadır. Şu âna dek kimse onu eleştirmeyi aklından geçirmedi. Ona bakan herkes için bu ayna, hakkında tek laf edilemeyecek kusursuz bir tablodur. “ İsterim ki tablolarıma bakan herkes içine girsin, sahnenin ortasından kendisine baksın. Hatta onu yeniden yaratsın, oyununu baştan yazsın. Siz de aynaya bakmanın yolculukların en çetini olduğunu göz önünde bulundurarak kendinize doğru bir yolculuğa çıkmaya ne dersiniz? 

Renkli yolculuklar. 

1969 yılında İstanbul’da doğdum, orta ve lise öğrenimini Robert Kolej’de tamamladım. Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Akademisi, Sahne Tasarımı ve Kostüm bölümünü bitirdikten sonra, Milano’da Instituto Superiore di Architettura e Design’da iç mimari masterı yaptım

 

Kendi geliştirdiğim teknikle, değişik malzemeleri kullanarak içine derinlikler kattığım abstract çalışmalar yapmaya ve  2011 yılından bu yana kendi atölyemde resim dersleri vermeye devam ediyorum.

 

“Viva Arte Venice”, “International Exhibition Napoletana” (Casario Contemporary Art Museum) Türk – Yunan ortak sergisi “Seramiğin Sırrı” gibi yurtdışı karma sergilerin yanı sıra birçok yurtiçi karma sergide de yer aldım.

bottom of page